Eflak Seferi, Fatih Sultan Mehmed'in 1459'da Osmanlı Devleti'ne bağlılığını sonlandırıp Osmanlı topraklarına saldıran Eflak Prensliği Voyvodası Vlad Tepeş'in (Kazıklı Voyvoda) üzerine 1462 yılında düzenlediği cezalandırma (tedip) seferidir.
Seferin sonunda yenilen Vlad Tepeş Macaristan'a kaçarken Türk ordusu Eflak'ta tam hakimiyeti kesin olarak sağladı.
İlk kez 1391 yılında Mihaloğlu Firuz Bey komutasındaki Türk akıncıların istilasına uğrayan Eflak, Yıldırım Beyazıt (1391/1394), I. Mehmed (1416/1417) ve II. Murad (1424) dönemlerinde Osmanlı tâbiyetini kabul etmişse de, Osmanlı Devleti'nin Rumeli'de güç kaybettiği dönemlerde (Ankara Muharebesi (1402) ve takip eden Fetret Devri (1402-1413) ile Macaristan Krallığı'nın 1443-1444 taarruzları) bağımlılığı azaldığı gibi, hatta bağımsız hareket etmeye başladı.
Fatih Sultan Mehmed'in babası II. Murad'dan yılında devraldığı Osmanlı Devleti Eflak üzerindeki hakimiyetini koruyor ve yıllık haracını aldığı gibi, voyvodalarını da tayin ediyordu. 1456 yılında Eflak tahtına oturan Vlad Tepeş de Osmanlı Devleti'nin muvafakatına da sahipti.
Bununla birlikte, Vlad Tepeş 1459 yılından itibaren Osmanlı Devleti'ne vergi ödemeyi kestiği gibi, Macaristan Krallığı'yla da Osmanlı aleyhine ittifak yaptı. Fatih Sultan Mehmed ise 1461 yılında Karadeniz Seferi sonucunda Ceneviz'in elindeki Amasra'yı, Candaroğulları'na son vererek Sinop'u ve Trabzon Rum İmparatorluğu'na son vererek Giresun'ndan Batum'a kadar olan bölgeyi Osmanlı topraklarına katmış olup, müteakip sefer mevsiminde Eflak üzerine yürümeyi tasarlıyordu.
Sorunu önce diplomasiyle çözmeye çalışan Fatih Sultan Mehmed Vidin Valisi Çakırcı Hamza Paşa ve kâtibi Yunus Bey'i Vlad Tepeş'e elçi olarak gönderdi. Elçilerin kendisini görüşmeye davet edip esir almayı planladıklarını sezen Vlad Tepeş bunları yakalattı ve kazığa oturtarak idam etti. Ardından keza 1461 yılında yılında Tuna nehrini geçerek Osmanlı Devleti'nin Sırbistan ve Bulgaristan'daki topraklarına saldırıp binlerce kişiyi katlettiği gibi, esir aldığı binlerce kişiyi de yağlı kazıklara oturtarak öldürdü (Vlad Tepeş'in Osmanlı kaynaklarında Kazıklı Voyoda olarak anılmasının en temel nedeni budur).
Bu eylemlerin üzerinde Eflak ve Vlad Tepeş Fatih Sultan Mehmed'in ilk hedefi haline geldi.
Sadrazam Veli Mahmud Paşa komutasındaki Türk ordusu 1462 ilkbaharında sefere çıktı. Fatih Sultan Mehmed ise donanmayla Karadeniz üzerinden Dobruca kıyılarına çıktı. İbrail dahil Eflak'ın Tuna boyundaki kale ve müstahkem mevkileri Türk birliklerince ele geçirilerek yakıldı. Türk ordusu Eflak'ın başkenti Targovişte yakınında kamp kurdu.
Ağırlıklarını ülkenin kuzeyine nakleden Vlad Tepeş ise 10 ilâ 15.000 kişilik ordusuyla Türk ordusunun üzerine yürüdü. Amacı bir gece baskınıyla Fatih Sultan Mehmed'i karargahında öldürmekti. 17 Haziran'daki gece baskınında Tepeş ve birlikleri yanılarak Sadrazam Mahmud Paşa ile İshak Paşa'nın çadırlarına yöneldi ve çadırların etrafındaki atlar ile develeri öldürebildi. Eflâklılar Fatih Sultan Mehmed'in çadırına vardıkları zaman ise Yeniçerilerin çoktan savunmaya hazırlanmış olduklarını gördüler. Türk ordusu harp saflarını kurmayı başarırken, Eflak tarafı sürpriz avantajını kaybetmişti. Sabaha kadar süren çatışmalarda Eflak birlikleri mağlubiyete uğradı ve güneşin doğuşuna yakın Vlad Tepeş geri çekildi.
Mihaloğlu Ali Bey Akıncı birlikleriyle Eflak birliklerini takiple görevlendirildi. Eflak birliklerine kaydadeğer kayıplar verdiren Ali Bey, yaklaşık 1.000 esir aldı. Bu esirler idam edildiler.
İleri harekatını sürdüren Türk ordusu Targovişte'de 20.000'e yakın Türk ve Bulgar'ın kazıklara geçirilmiş ya da çarmıha gerilmiş halde teşhir edildiği mahalle geldi. Fatih Sultan Mehmed Boğdan yönüne çekilen ancak ne yöne gittiği tam olarak bilinemeyen Vlad Tepeş'in takibinin sürdürülmesini emretti. Tepeş ise ricat yolunun gerisini korumak için yaklaşık 6.000 kişilik bir Eflak süvarisi bırakmıştı. Turhanoğlu Ömer Bey komutasındaki Türk birlikleri bu birliği yakaladı ve yapılan muharebede imha etti. Ancak bu sürede Vlad Tepeş önce Eflak-Boğdan sınırındaki bölgeye ardından Macaristan'a sığınmıştı.
Karşısında direnebilecek Eflak birliği kalmayan Türk ordusu tümenlere ayrılarak tüm Eflak ülkesine yayıldı ve 200.000'e yakın at ve yük hayvanı ele geçirdi. Seferin başarıyla sonuçlandığına kanaat getiren Fatih Sultan Mehmed ordusuyla başkente dönmeye karar verdi.
Sefer sonucunda Eflak'ın direnci tamamen çökertildi ve Osmanlı Devleti'ne bağımlılığı tartışmasız hale geldi. Fatih Sultan Mehmed Vlad'ın kardeşi Radul'u Eflak Voyvodası olarak tayin etti. Akıncı birliklerinin komutanı Mihaloğlu Ali Bey'i Osmanlı garnizonunun başında Radul'un tahta çıktığı başkent Targovişte'de bıraktı. Eflak'ın yıllık haracı ise 10.000 düka altın olarak belirlendi.
Bu seferle, Osmanlı devleti çok az bir kayıpla büyük bir ülkeyi nihaî olarak egemenliği altına alırken, Balkanlar'daki Osmanlı-Macar nüfuz rekabetindeki sahalardan (Sırbistan, Eflak, Boğdan ve Bosna) ikincisinde de kazanan Osmanlı oldu (Sırbistan 1459 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştı). Fatih Sultan Mehmed, bir sonraki sefer mevsiminde (1463) Bosna Krallığı'nın üzerine yürümeyi aklına koyarken, 1462 sefer mevsimini ise Midilli'yi fethederek nihayetlendirdi.
Orijinal kaynak: eflak seferi (1462). Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page